Bir kudsi hadiste “Önce selâm, sonra kelâm” buyruluyor. Önce sizi selamlıyorum.
Evvelki yazılarımızda, dünyanın negatif kutbunu oluşturan ve temsil eden bir takım kuşkulu, karanlık odakların, olumsuz çağrışımları haiz arketipsel sözcükler ve remizler üzerinden, tıpkı kanserli bir hücrenin metastaz faaliyetini andıran bir kıvraklık ve yayılma politikası ile kendisini sonraki nesillere sinsice aktarıp meşruiyet kazanmasından söz etmiştim. Bu keşif doğrultusunda, kısa bir izah mahiyetinde, Paganizmin Günümüze Yankıları: Bilinçaltı Tapındırma ve Güdümleme Siyaseti: Kelimeler ve Gök İlmindeki Negatif Arketipsel Kelimeler başlıklı yazıları kaleme almıştım.
Müteakip zamanda gök ilmi dahilinde adeta bir özet mahiyetinde olan içeriğin kapsamını genişletip, daha köklü bir zemin üzerinde, itikadimiz doğrultusunda çözüm odaklı bir strateji ile de destekleyerek size sunmaya niyetliyim. Nitekim bu doğrultuda çalışmalarımızı da ekip olarak sürdürüyoruz. Yine de takdir edersiniz ki, bu husus, birkaç kişi dahi olsak, hayati ve harici meşgalelerimizden artırabildiğimiz küçük zamanlarda bir çırpıda altından kalkamayacağımız kadar çok yönlü, dağınıklığı kabul etmeyen ve titiz bir uğraş ile yoğunluklu bir çalışma isteyen ve tüm bu safhanın ardından, daha duru bir zihin ile demlenmeyi gerekli kılan bir sürece ihtiyaç duyuyor. Bu esnada, bahsi geçen uhdeyi gerçeklemeye gayretli olurken, bir diğer taraftan da ana bağlamımıza sadakatle, her ne kadar maksat edindiğimiz derinliği ve inceliği karşılamasa dahi en azından okura temas ettiği takdirde, akla şüphe ve tereddüt kıvılcımlarını zerk ederek belki de dimağdan dimağa uzanıp büyüyerek hırçın değilse de idraksiz olmayan bir aksiseda hâlinde vücûda geleceğine inanç duyduğum; mücadele ve mücahede gayemizden uzak olmayan; küresel nispette, hususiyetle de toplumsal ölçekte tesirli; bir meşgale olmanın çok daha ötesinde, alaka duyanı adeta bir girdap gibi zoraki içine davet ederek hızlıca arzulu bir davaya, ateşli bir inanca dönüşebilen futbol sektörünün dahilinde boy gösterip adını da tarihe kazıyabilmekte maharet göstermiş muayyen futbol kulüpleri ile ihtiva ettikleri paganist arketiplere değinerek, bu temsiliyetin aslında hiç de masumane olmadığını adeta sesli bir şekilde düşünür gibi sizinle paylaşıp bu simgesel yerleştirmenin maksadı ile olası sonuçlarından dem vuracağız. Galiba tuhaf şekilde uzun bir cümle oldu bu.
Aslan Simgesinin Metafizik Kökleri ve Galatasaray
Araştırmam neticesinde, tarihin çeşitli safhalarında, aslan remizinin hemen her coğrafyada, birçok kavim tarafından kullanılıp benimsendiğini tespit ettim. Karşıladığı anlam yönüyle, mekân ve hükümdarların bekçisi, sözde ilahların koruyucusu yahut koruyucu bineği olarak tasvir edilen bu simgenin, paganist ikonografide oldukça önemli bir yer tuttuğunu gördüm.(1)
Oldukça kuvvetli bir anlama sahip olan bu putperest arketip, bilhassa geleceğin etkin kuşaklarını oluşturacak çocuklar başta olmak üzere toplumun tümünün bilincinin en derinlerine, gerek dolaysız ve açık yöntemlerle, gerekse de alegorik metodolojiler ile maksatlı bir şekilde yerleştirilerek işleniyor. Basitçe bir örnekle izah etmek gerekirse, yediden yetmişe hepimiz, aslanın “ormanlar kralı” olduğuna, kayıtsız şartsız bir biçimde, adeta iman etmiş vaziyetteyiz. Oysa aslan bir orman canlısı dahi değilken, masallar ve çizgi filmler başta olmak üzere, birçok kanal üzerinden bu imge egemen zihniyet tarafından itina ile şuuraltımıza yerleştirildi.
THE LION KING (1994)
Yukarıdaki görselde bulunan ışık huzmesine dikkat ediniz. Aynı biçimi Satanist ve Lüsiferyan örgütlenmelerin armalarında, Dolar başta olmak üzere çeşitli para birimlerinde, birçok film kapağı ile ürün ambalajında ve birazdan paylaşacağım Lucifer görsellerinde görebilirsiniz.
The Lion King, 80’ sonrası neslin düşünce ve mâna dünyasında oldukça derin bir tahribata yol açmış, putperest remizlerin maksatlı olarak viral ve sübliminal yöntemler ile işlenerek bilinçaltının derinlerine zerk edildiği, oldukça ses getirip gişe rekorları kırmış Disney yapımı bir çizgi filmdi.
Disney, kurulduğu 1923 yılından günümüze dek, 300’ler (The Olympians) başta olmak üzere, Satanist ve Lüsiferyan odakların silahtarlığını üstleniyor. Bu şirket, neredeyse bir asırlık dilimde, milyarlarca insanın, özellikle de geleceğin yetişkinlerini oluşturacak sayısız çocuğun, mâna ve hayal âlemine adeta bir truva atı gibi sızarak korkunç bir ziyana yol açmaktadır. Fakat bu bahis başlı başına bir yazı konusu olup çok su kaldıracağı için, şimdilik yola birkaç ekmek kırıntısı serpiştirmekle yetinerek ana sadede geri dönüyorum.
94’ yılında çocuk olanların, yetişkinlik zamanlarında, yukarıdaki görseldeki bedensel geometriye uygun bir bedensel biçimleniş ve iç çamaşırı kullanmaya yönelik tercih geliştirdiğini görüyoruz. Nitekim, Jennifer Lopez, Shakira gibi, “popo” ile özdeşleşmiş “pop ikonlarının” palazlandığı dönem de, 2000’lerin başı ve müteakip yıllara tekabül etmektedir.
Elbette ki yukarıdaki tablonun oluşmasında arz, talebin önünde yer almaktadır. Zira, egemen “deccali sistem”, sübliminal metodolojileri ile, şuuraltımızda gizli arz inşa ederek, uygun zaman çattığında ve söz konusu taklîdi bir talep iç dünyamızda ve düşüncemizde hasıl olduğunda, karşımıza, her sektörde hâkim konumda bulunan “elleri” ile bu ürünleri, kibarca dikte ederek dolaşıma sokar. Bu sırada, önceki varyantlar usulca imha edilerek unutturulur.
Konumuza geri döneyim. Antik mısırda, firavunları rab edinen kavimler, hanelerinin önlerini kendilerini korumaları maksadı ile aslan motifleriyle süslüyorlardı. Bu geleneğin devamını, sıradan bir Avrupa sokağında yürürken kafanızı kaldırıp etrafınızı şöyle bir incelediğinizde görebilirsiniz. Yahut İstiklal Caddesi’nde, Karaköy’de veya Pera’da bir konsolosluğun ya da tarihi bir yapının önünde bulunduğunuz sırada pekâlâ görebilirsiniz. Öyleyse bu âdetin tarihi kökenine değinelim.
Babil putperestliğinde aşk ve savaş tanrıçası olan İştar, yanında koruyucu bir aslanla tasvir edilirdi. Keza, İştar’ın Sümer mitolojisindeki özdeşi İnanna da yedi koruyucu aslan tarafından çekilen bir savaş arabasının üzerine ya da direkt olarak aslan biçiminde resmediliyordu.
İştar ve İnanna’nın, Pers ve Roma paganlığının dayatılan, meşrû inancı olan Mithra Dini’ndeki karşılığı ise Anahita’ydı. Anahita’nın da yukarıda bahsini açtığım diğer sözde ilaheler gibi “ışık getiren” manası haizdi ve gerek metinsel, gerekse de görsel tüm tasvirlerinde, aslan ya da aslanlar ile resmedilmişti.(7)
Bu sahte rabların, Grek mitolojisindeki karşılığı Afrodit, putperest Roma İmparatorluğu’ndaki dengi ise Venüs’tü.(17) Şu ana dek bahsi geçmiş sahte rabların her biri ise, Hıristiyan politeizmi ve Yahudi henoteizminde Lucifer’e özdeş kılınmışlardı.(8) Aslan motifinin Lusiferyan bir motif olduğuna dair iddiamızın nesebi bu verilerdir.
Keza tevhîdi geleneğin tahrif edilmesiyle beraber, Çin Budizmi’nde de aslan motifinin, bazen ilâhi bir manaya karşılık gelerek, bazen de hükümdarın kendisinin, tahtının yahut ilâhi bir kutun temsili olarak kullanılır olduğunu görüyoruz.(3)
Keza tarihin en azılı putperestlerinden olan Birinci Konstantin tarafından tertip edilen İznik Konsili ile birlikte, İbrahimi geleneğin devamı olan tevhid dini Hıristiyanlık, Mithraizm’in putperest gelenekleri doğrultusunda tahrif edilmiş ve tevhîdi mânası adeta sökülüp alınmıştı. Bu konsilin ardından Ariusçuluk (Aryanlık) yasaklanmış, ancak tek bir ilaha ve İsa’nın onun elçisi olduğuna inanan salih müminler cezalandırılıp idam edilmişler; kalabalıklar hâlinde soykırım ve mezalimlere uğramışlardı. Hakiki Kitab-ı Akdes’in yerinde ise, putperest geleneğin izlerini taşıyan sahte kitaplar bulunuyordu. Bu kitaplarda İsa Aleyhisselam, “Yahuda soyunun aslanı” olarak anılıyordu. Bu çok çirkin bir yakıştırmaydı ve anlamı da düpedüz şuydu: Rahmani din, soyunu Yahuda’ya dayandırıp kendilerini seçilmiş bir soy kabul ederek dünyanın yöneteni olma iddiasına soyunmuş zalim bir kavim olan Yahudiler tarafından ele geçirilerek maskelenmişti!
“Yahuda bir aslan yavrusudur. Oğlum benim! Avından dönüp yere çömelir, Aslan gibi, dişi bir aslan gibi yatarsın. Kim onu uyandırmaya cesaret edebilir?”
Yaratılış, Bab 49:9
Yahuda, Hz. Yusuf‘un kuyuya atılmasından müsebbib, büyük ağabeyiydi. Ayrıca yazılı tarihin ilk soykırımına imza atmıştı. Öz kardeşi Dina’nın kocası ile, onun bütün bir kavminin haince katledilmesine önderlik etmişti.(5) Çünkü onun, Sümerlilerin Ardıllık Kanunu(6) olarak adlandırdıkları, imtiyazlı bir nesebe, seçkin bir soya itikadı vardı. Kıskançtı ve vahşî idi. Şu gün, dünyadaki deccali mülki çarkın idarecisi, soyunu Yahuda’ya dayandıran bir avuç Yahudi’dir. Oysa Kuran’ı Kerim’in nüzûlü ile, “ardıllık kanunu” olarak adlandırılan soya dayalı imtiyaz lağvedilmiş; tüm insanların birbirine “ümmet bağı” ile bağlı kılındığı deklare edilerek, bir güruhun, başka bir güruha olan üstünlüğü ebediyyen bertaraf edilmişti.(18)
Frig mitolojisinde de sözde bir ilahe olan Kibele, koruyucu aslanları ile resmedilmişti. Günümüze aksetmiş bütün kayıt ve tasvirlerde, onun da harp arabasının aslanlar tarafından çekildiği görülmektedir.(9)
Hıristiyanlığın din-i hakikisinin, putperest Roma’nın eliyle tahrifata kurban verilişinin ardından, Meryem Validemiz de aslan başlı bir tahtta otururken tasvir edilmişti. Bununla birlikte iki aslan tarafından himayet altında bulunduğu tasvirleri de çizilmişti. Üstelik bu tahrif geleneği ondan sonra da devam etti. Müteakip yıllarda yaşamış birçok azize, Lucifer ile özdeş kılınıp, koruyucu aslanları ile tasvir edilerek bu doğrultuda rivayetler yaygınlaştırıldı.
Aslan simgesini kudsi gören bir başka gelenek de İskit (Saka) putperestliğiydi. Aslan, İskit mitolojisinde sözde ilah Arti-pasa’nın sıfatı, Oestosyru‘nun ise vasfıydı.(11)
Ayrıca bu figüratif sızıntı diğer itikadi biçimlerdeki sıklığıyla olmasa da bir ölçüde İslami kültüre de isabet etmişti. Bu bağlamda, tasavvuf kelamında “nefs”e dair isabetli bir remiz olarak kullanılmış aslan alegorisini maksatlı bulmuyor, hatta faziletli ve ulvî bir niyet üzerine bina edilmiş görüyorum. Yine de kapsam dahilinde, tahrifat maksatlı teşekkül eden birçok tasvir ve ifade maalesef ki bulunmaktadır. Özellikle Miraç hâdisesini işleyen bazı minyatürlerde, aslan motifi, Hz. Muhammed (s.a.v) ile beraber işlenmiştir.
Konu dahilinde çok daha kapsamlı bir açılım elbette mümkün görünmektedir. Ancak iddiamız açısından mevcut verilendirme ile ezoterik özdeşimi yeterli görüyorum. Bu ilintilerden hareketle, aslan simgesinin, pagan okültizminde yer eden tesirli bir sembol olduğunu elimden geldiğince açıklamış bulundum.
Galatasaray ile Paganizm Alakası
Aslan simgesi, futbol kulüplerinin armalarında, genel olarak bir biat ve sadakat göstergesi olarak kullanılıyor.
Chelsea, Sunderland, Aston Villa, Middlesbrough, Millwall, Burnley, Olympique Lyon, Socheaux, Real Zaragoza, Osasuna, Bayern Leverkusen, TSV 1860 Munich, Sporting Lizbon, Glasgow Rangers ve sair nice takım kut simgesi olan aslan figürünü sözünü ettiğimiz deccali odaklara bağlılıklarını gösteren bir maksatla kullanan kulüplerden bazıları. İsmini andıklarımız haricinde, Ajax, Juventus, Roma, Lazio, Genoa, Manchester United, Barcelona, Real Madrid, Sevilla, Hertha BSC gibi kulüpler de tartışmaya olanak bırakmaz bir açıklık ve kesinlikte, isim, simge ve/veya slogan ile şarkılarında, paganist ögelere yer tanımış futbol kulüplerindendir. Her birine, tarihleri, kurucuları, şüpheli başarıları, sloganları, marş ve şarkıları, armaları ki hatta isimleri üzerinden, doğrusal bir ilişkilendirme kurarak değineceğim. Ancak yerel bir anlamı bulunması hasebiyle, aslan alegorisi dahilinde kuracağım ilk bağlantının, Galatasaray üzerinden olmasını yerinde gördüm.
Bilindiği üzere Galatasaray Spor Kulübü, kendisini “Mektepliler” olarak takdim eden Galatasaray Lisesi‘ne mensup bulunmuş bir güruh tarafından kuruldu. Kurulduğu günden, günümüze uzanan süreçte, üst düzey yöneticilerinin birkaç istisnai şahsiyet dışında ekseriyeti mektepliler arasından seçilmişti. Mustafa Cengiz ve Adnan Polat haricindeki tüm başkanlar da mektepliydi. Bir dipnot olarak belirtmekte fayda görüyorum, bu iki müstesna şahıs da, Galatasaray’ın ekonomik olarak tarihi bir çıkmazda bulunduğu kritik zamanlarda kulüp başkanlığına seçildi.
Galatasaray, adını Yunan mitolojisinde bir deniz perisi olan “Galatea”dan almaktadır. Yaşamının uzun yıllarını dinler ve gizli örgütler üzerine yaptığı derinlikli araştırmalara vakfetmiş olan rahmetli Aytunç Altındal, Galatasaray’ın bir mason takımı olduğunu iddia etmişti.(12)
Ayrıca görseldeki kombinasyonu tıpkısı ile Sporting Gijon ve Sevilla kulüplerinde de görebilirsiniz. Bu iki futbol kulüpü de Opus Dei ve Papalık ile alaka hissettiren makul kuşkular nedeniyle radarımıza takılmıştı. Simgenin okült mahiyeti, Discovery Channel’in yayınladığı Drew Pritchard tarafından sunulan Salvage Hunters isimli programda anlatılmaktadır.(19)
Serpent, karanlık odaklar tarafından adeta göze sokulurca bir ısrar ile birçok alan ve sektörde, önde gelen kanaat önderlerinin, pop yıldızlarının, dünyaca ünlü oyuncuların, gerek aksesuarlarında, gerek dövmelerinde yahut gerekse de ev-ofis dekorasyonlarında, devlet dairelerinde ve konsolosluklar başta olmak üzere birçok yapıda karşımıza çıkan, paganist okültizmin en baskın remizlerinden biridir. Roma, Mısır, Mezopotamya, İskandinav ve Kent paganlığında kuvvetli bir ezoterik anlamı vardır. Serpent etrafında şekillenen putperest mitolojiler, geçmişten günümüze dek birçok farklı düzlemde kendisini göstermiştir. Kabuk değiştirerek gizlenebilmesi hasebiyle, karanlık odakların, kendilerini, kendilerinden olanlara tanıtmak adına tercih ettikleri bir simge olarak da kullanılır. Bir yönüyle de sonsuz yaşamı imgeler.(13)
Konu kapsamında Yahudilik ve Sabetaycılık ile ilgili derin araştırmalarıyla bilinen Prof. Dr. Yalçın Küçük, Galatasaray Üniversitesi’nin kontenjanının önemli bir bölümünü, ÖSS’yi saf dışı bırakarak kendi yaptığı bir sınav sonucunda mekteplilere, yani Galatasaray Lisesi mezunlarına tahsis etmesiyle ilgili olarak oldukça sert açıklamalarda bulunmuştu.
Küçük, Mektepliler olarak bilinen güruhun maksadının Mason ve Sabetaycı yetiştirmek olduğunu beyan ederek, “Galatasaray Lisesi’ne genellikle Sabetayist ve Mason ailelerin çocukları gider. Masonluk babadan oğula geçtiği için bu okuldan mezun olanların Mason ve Sabetayist olması ve bu doğrultuda hizmet etmesi gayet normaldir” dedi. Ayrıca, Galatasaray Lisesi’nin kurucularından Ali Coşkun Kırca ve İnanç Kıraç’ın da mason olduğunu ifade ederek, Türkiye’deki Masonları Sabetaycıların yönettiğini beyan etti.
Ayrıca Küçük, verdiği demeçte Galatasaray Lisesi’nin, Alyans İsrail Mektebi’nin devamı olduğunu ve bu niyet dahilinde kurulduğu iddiasında bulundu. “Alyans İsrail Okulları, Türkiye’de İbrani asıllı çocukları yetiştirmek ve yönetime hazırlamak için kurulmuştu ve bu okullar 1925’te kapatıldı. Galatasaray Lisesi, Alyans İsrail Okulları’nın Türkiye’deki devamıdır. Alyans İsrail Okulları ve Galatasaray Lisesi aynı yönde eğitim veren okullardır.”(14)
Galatasaray Spor Kulübü hakkında daha çok söz söylenebilir, ancak buradan atacağım her bir taşın sesini Fransa’dan, Belçika’dan ve İsrail’den duyacağımın bilinci ve hassasiyeti içerisinde hareket etmeyi yerinde buluyorum. Bu nedenle, ihtimamlı olmaya gayret ederek nesnel bir dil kullanmaya çalıştım. Takdir, elbette okurundur.
Yazı dizimizin devamında, dünya futbolunda ses getirmiş önemli kulüplerin, 300’ler başta olmak üzere, çeşitli karanlık örgütlerle doğrudan ilişkisini ve bu ilişki ağının, kulüplerin ismine, armalarına, slogan ve marşlarına, en önemlisi ise tarihi başarılarına nasıl aksettiğini, çok daha açık ve iddialı bir dil kullanarak anlatmaya gayret edeceğim. Gelecek çalışmamız muhtemelen bir ekip çalışması olacak.
Selam ile.
Kaynakça
- http://www.dusunuyorumdergisi.com/aslan-sembolu-uzerine/
- Armutak, Altan; “Doğu ve Batı Mitolojilerinde Hayvan Motifi”, İstanbul Üni. Vet. Fak. Dergisi. 28(2), 411 – 427, 2002
- Çoruhlu, Yaşar; Türk Mitolojisinin Ana Hatları, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2010
- Insight on The Scriptures Volume 2, Watchtower Bible and Tract Society of New York, Inc, International Bible Students Association; Brooklyn, New York, U.S.A.
- Tekvin Bab 32, 34, 35
- İbrahim Sarı, Sümerler
- Shams-i Balkh, Anahita
- Gök İlmindeki Negatif Arketipsel Kelimeler
- Kibele
- Kurt, Maksude; “Tanrıça Kültü ve Hıristiyanlıktaki Meryem Figürüne Etkileri”, Rize Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2010
- Süheyla Sarıtaş, Türk Mitolojisinde Hayvanlar
- http://www.fotospor.com/haber-cildirtan-iddia-32282
- Necati Sümer, Dinler ve Mitolojik Bir Sembol Olarak Yılan
- http://www.haber7.com/guncel/haber/156614-galatasaray-mason-yetistiriyor
- http://www.hurriyet.com.tr/aysala-kraliyet-nisani-21711354
- http://www.cankirac.com/yazidetay.asp?id=338&kat=16
- http://www.myastrologybook.com/Aphrodite-Venus-Ishtar-Inanna-Hathor.htm
- Serhat Ahmet Tan, Kozmik Miras
- https://press.discovery.com/emea/dsc/programs/salvage-hunters/